Navbar On/Off Fuattan...: Üniversitelerimiz teknolojiyi neresiyle takip ediyor?

8 Şubat 2011 Salı

Üniversitelerimiz teknolojiyi neresiyle takip ediyor?

Üniversite nedir? Toplum için midir? Eğitim için midir? Diploma için midir? Marka için midir? Kariyer mi...


Bu gibi milyonlarca soru sorabilirim size... Üniversitelerimizin ülkemize faydası kalifiye eleman yetiştirmek gibi gözüküyor şu an.. Ama gelin görün ki hala iş verenler yeni mezun adama iş görmez raporu çekip eğitim sürecine sokup özürlü işçi gibi davranıyor. İşi işte öğreniyoruz. İş yerinde kullanacağımız güncel teknolojileri Üniversitelerimiz yetişemiyor. Taaaa bilmem kaç yılında bilmem ne amaçla üretilmiş kıl tüy yün hesabı yapan formüllerle çalışıyoruz. Burada öğrenci işin temelini öğrensin, beyni iyice olgunlaşsın sonra güncel teknolojilere yetişir nasıl olsa diye bir süreç var.. Buda yaklaşık 2 yıla bir kendini eviren teknoloji dünyası için yıllar geçtikçe öğrencileri daha büyük sorumluluklara itiyor.

Üniversitelerimiz teknolojiyi neresiyle takip ediyor?

Akademisyenlerimiz statü atlamak için bilmem kaç makale yazması gerekir. Ulusal veya uluslararası tasniflendirilmiş. Kişinin karizma puanını artıracak şekilde çeşitli evrensel konulara yoğunlaşıyorlar. Makale yazmış olmak için makele yazan bir sürü insan var.. Aynı konunun etrafında biri 7 kez tavaf eder, diğeri ben tersten tavaf edersemde kabul olur der, diğeri ben 5 kez tavaf ederim kısa yoldan cennete ulaşırım felan feşman.. Sokaktaki insana tek cümlesinin fayda etmeyeceği bir sürü araştırma..

Sokaktaki insana niye faydası olmayan araştırmalar yapılıyor?

Üniversiteler niye topluma mal olacak projeler üzerinde çalışmıyor? Niye ileri teknolojiyi hep ilerden takip edip vakti gelince onu icraate geçiremeden yine ileriye dönük araştırmalar yapıyoruz biz.. Gerideyiz demiyorum dikkat edin.. Akademisyenlerimiz dünyada popüler olan teknolojilere yoğunlaşıyorlar ama o teknoloji başka bir ülkede uygulamaya geçiyor, senin ülkende sadece haberlere konu oluyor ki...

Bu yazıyı bugün okuduğum bir makalede sadece şu cümle üstüne yazdım. Cümle Ertex otonun sahibi ve türkiyenin ilk yerli spor otomobili Etox'u üreten Ercan Malkoç'a ait. Röportajda şöyle bir şey diyor :
"..Dizel ve benzinli motorda kaçırdığımız treni elektrikli motorla yakalayabiliriz.." Bu cümle aslında çok değerli bir cümle. Kaçırdık diyor. Treni kaçırdık. Elimizde imkanlar, teknolojiler ve bilgi birikimi varken elektrikli otomobil üzerine çalışalım trendi yakalayalım diyor. (Roportajın hepsi için tıklayın). Çok şükür ki bu konu hakkında bir kaç duyarlı üniversitemizin çalışması varmış. Ama bir kaç yetmez tabi. Bir çok üniversitemiz topluma fayda sağlıyacak, günlük yaşamda kullanılabilecek, teknolojiyi millileştirecek çalışmalar yapmalılar. Üniversitelerin görevi budur bence. Alacak öğrencinin elinden kalemi kitabı, verecek tornavida, çekici ... "Senin öğrendiğin yeter bu kadar, al bide bunları harmanla elle tutulur birşeyler yap!" demeli. Böylece hem işi üniversitede öğrenmiş olur, hem güncel teknolojiyle donanmış olur, hemde toplum üniversiteyi diploma bilincinden öte teknoloji üreten topluma faydalı bir kurum olduğunu farkettirir.

Bence öyle yani, ben bu ülkede 16 yıl okudum halada okumaya devam ediyorum. Benim konuşmaya hakkım var :)) Boşa okudum gibime geliyo bazen.. Dünya teknoloji devi ORACLE'nin kurucusu Larry Ellisonun dediği gibi "Üniversite vakit kaybı" tezini yıkmalı artık üniversiteler..

Yanlış mıyım?


1 kişi titretti:

cancan dedi ki...

Yazı gediğine oturmuş arkadaşım.Bende anlam veremiyorum bu işe.Mesela elektronik derslerinde hala tüplü tvlerin içeriği nasıl çalıştıkları felan anlatılıyor.Dünya Lcd demiş yetmemiş sonra led demiş bu yönteme geçmiş.Bizimkiler hala eskide.Aslında bunların amacı bizi eğitmek felan değil.Bizi tembelleştirmek.Bence her boka kafa yoran siyasetçi her topa kafa atsa bunlar olmaz.