Bizim halkımız sever böyle aktiviteleri.. Bende severim :) Kültürümüzde vardır bir kahvenin kırk yıl hatrının olması canım. Dolayısıyla binlerce kişinin akın edeceğine de eminim.
Elit bir marka olması ve kaliteli iş gücüne hitap etmesi bu ikram olayı bende farklı algılara sebebiyet verdi. Paranoyakça bir yaklaşım ama firmanın Amerikan meşeili olması kahveyi düşünerek içmeme neden oldu.
Düşünsenize binlerce kişi.. Mühendis, doktor, mimar, üst düzey yetkililer, geleceğe yön verecek genç nesil... Bu kitleyi yıllar sonra çeşitli genomik faliyetlerini pasif hale getirebilecek biyolojik bir katkı maddesi içilen kahveye empoze etmiş olamaz mı? Amerikanın teknolojisinin ne kadar geliştiğine vakıfızdır. DNA çözümleme ve müdahaleleri konusunda oldukça ileri safhadalar. Öyleki bir virüsü zamanlayıp belli çevresel koşullar uygun hale geldiğinde aktif hale getirebilecek düzeydeler. Yada ne bileyim dışarıdan bir madde veya frekans eşiğinde aktif hale gelen virüsler üzerinde akademik çalışmaların bile yapıldığını duymuştum.
Sizce Sağlık Bakanlığımız bu anında binlerce kişiye(özellikle nitelikli iş gücüne) ikram edilecek kahvenin içeriğini sorguladı mı? Veya telif haklarından dolayı ne kadar sorgulayabilir? Veya bütün maddeleri incelese nano düzeyde olan tehlikeyi farkedebilecek tıbbi olanak ve bilgi birikimine sahip miyiz?
Değiliz... Malesef değiliz. Şöyleki örneğin bugün Starbucks kahvelerine yıllar içinde çeşitli aşamalarda aktif hale gelecek Türkleri kısırlaştırmak için bir DNA kombinasyonu içeren nano karışımı ikram etmiş olsa Allaha emanetiz.
Ve ben bunları yazarken bile hala kahvesini yudumluyorum yani :)
1 kişi titretti:
Zıkkım içmek diye senin yaptıgına deniyor heralde :D
Yorum Gönder